Mardin Yeni Escort Güzeli: Selda

Mardin Yeni Escort Güzeli: Selda taş sokaklarında dolunayın parlaklığıyla yankılanan bir sessizlik vardı. Tarihi evlerin arasında, taş duvarlara yaslanmış yasemin kokulu bir rüzgar, şehrin ruhunu fısıldıyordu. Ve bu eski şehrin kalbinde, herkesin konuştuğu bir isim vardı: Selda.

Selda, Mardin’in en eski mahallelerinden birinde, dedesinden kalan taş bir evde yaşıyordu. Onun güzelliği, yalnızca yüzünde değil, ruhundaydı. Yüzünde Mezopotamya güneşinin izi, gözlerinde Fırat’ın akışı, sesinde ise taş sokaklarda yankılanan tarih vardı. Selda, sadece dış güzelliğiyle değil, kalbinin derinliklerinden taşan iyiliğiyle de tüm Mardin halkını büyülemişti.

Küçük bir dükkanı vardı Yeni Escort Selda’nın. Eski halılar, el yapımı şallar ve Mardin’in tarihi motiflerini taşıyan takılar satardı. Ama onu farklı kılan, sattığı şeylerden çok, insanlara sunduğu sıcaklıktı. Dükkanına gelen her müşteri, bir şey satın almadan da mutlu ayrılırdı. Çünkü Selda, her birine bir hikaye anlatırdı. Hikayeleri, Mardin’in geçmişinden, taşların altındaki sırdan, Fırat’ın kenarında dinlediği yaşlı kadınların efsanelerinden ilham alırdı.

Bir gün, şehre dışarıdan gelen bir grup turist, Selda’nın dükkanına uğradı. Aralarından bir adam, hemen dikkatini çekti. Yusuf, bir gazeteciydi ve Mardin’in derin tarihini araştırmaya gelmişti. Selda, Yusuf’a şehirdeki en eski efsanelerden birini anlatmaya başladı: “Fırat’ın Gözyaşları.” Rivayete göre, bir zamanlar Fırat Nehri’nde yaşayan bir kız, sevdiği adam uğruna kendini akıntıya bırakmış ve o gün bugündür nehir, onun gözyaşlarıyla taşar olmuştu.

Yusuf, Selda’nın anlattığı hikayeye büyülenmiş gibi bakıyordu. Ama onun ilgisini çeken sadece hikaye değil, Selda’nın gözlerindeki o derinlikti. Birkaç gün boyunca Yusuf, her sabah Selda’nın dükkanına uğradı. Mardin’in dar sokaklarında onunla yürüdü, bazen uzun uzun sustu, bazen de taşların gölgesine sığınarak hayata dair konuştu. Selda’nın sakinliği, Yusuf’un şehir hayatından yorgun düşen ruhuna bir huzur getirmişti.

Zamanla, Selda ve Yusuf birbirlerine olan hislerini fark etmeye başladılar. Ancak Selda, Mardin’den vazgeçemeyeceğini biliyordu. Burası, onun kökleriydi. Yusuf ise İstanbul’a dönmek zorundaydı, çünkü işi onu bekliyordu. Bu iki ruhun yolları kesişmiş ama bir çıkmazda kalmış gibiydi.

Bir akşam Mardin Yeni Escort Bayan , Yusuf, Selda’ya Mardin Kalesi’nden baktıkları bir anda, “Biliyor musun Selda, sen bu şehrin ruhusun. Eğer ben seni bırakır gidersem, kendimi eksik hissedeceğim,” dedi. Selda da uzun bir sessizlikten sonra, “Bazen yollar ayrılır ama kalpler birleşirse, mesafeler önemli olmaz,” diye fısıldadı.

O gece, Mardin’in taş duvarlarında yankılanan başka bir hikaye daha yazıldı. Selda ve Yusuf, farklı hayatlara doğru yürüdüler, ama birbirlerine bir söz verdiler: “Bu şehir bir gün bizi tekrar bir araya getirecek.”

Ve Mardin, bu hikayeyi taşlarında saklamaya devam etti. Çünkü Selda, Mardin’in sadece bir güzeli değil, onun yaşayan bir masalıydı.