Mardin Escort Suzan’ın Mutlu Evliliği (Devam)
Mardin Escort Suzan’ın düğün hazırlıkları başladığında, Mardin’in sokaklarında alışılmış bir hareketlilik baş gösterdi. Komşu kadınlar Suzan’ın evine akın etmiş, kına gecesi için şarkılar ve maniler hazırlamaya başlamışlardı. Taş avluda toplanan kadınların neşeli sesleri, tüm mahalleye yayılıyordu. Herkes, Suzan’ın gelinliğinin Mardin’in geleneklerine uygun olmasını istiyordu. Annesi Fatma, gelinliğin motiflerini bizzat seçmişti: hayat ağacı, güneşi temsil eden işlemeler ve Suzan’ın sevdiği nar çiçeği deseni… Bu gelinlik, hem Mardin’in ruhunu hem de Suzan’ın zarif kişiliğini yansıtacaktı.
Emir tarafında da heyecan doruktaydı. Halil Bey, oğlunun bu düğünle birlikte ailenin itibarını tazeleyeceğine inanıyordu. Fakat Emir, gösterişten uzak, sade bir tören hayal ediyordu. “Suzan’a olan sevgim, törenin büyüklüğüyle değil, kalbimde taşıdığım sadakatle ölçülür,” demişti. Bu sözler, Halil Bey’i derinden etkilemiş, geçmişin küskünlüklerini unutturan bir olgunluk taşımıştı.
Düğün günü, Escort Mardin’in güneşi bir başka doğmuştu. Şehrin altın rengine bürünen sokakları, eski taş evlerin avlularından yükselen kahkahalarla doluydu. Herkes, Suzan ve Emir’in mutluluğuna şahitlik etmek için bir araya gelmişti. Mahalle kadınları kına gecesi için hazırladıkları türkülerle avluyu çınlatırken, Suzan gelin odasında büyük bir heyecan içinde hazırlanıyordu.
Gelinlik, ışık vurdukça parlıyor, Suzan’ın gözlerindeki mutluluğu tamamlıyordu. Annesi Fatma, kızının yanına oturup ellerini tutarak, “Suzan, bizim yüzümüzü her zaman güldürdün. Şimdi Emir’le yeni bir hayat kuruyorsun. İyi bir eş ol, her zaman sevgiyle hareket et,” dedi. Bu nasihat, Suzan’ın yüreğinde bir ömür yankılanacaktı.
Avluda Emir, gelen misafirleri karşılıyordu. Şehrin ileri gelenleri, akrabalar, dostlar, hepsi bir aradaydı. Suzan’ın babası Yusuf Usta, Halil Bey’le yan yana oturmuş, geçmişteki anlaşmazlıklarından geriye hiçbir iz kalmadığını gösterircesine neşeyle sohbet ediyorlardı. Onların bu dostane tavrı, herkesin dilindeydi.
Düğün, Mardin Eskort’in kadim geleneklerine uygun bir şekilde devam ediyordu. Davul ve zurna eşliğinde başlayan halay, düğüne katılan herkesi bir araya getirmişti. Halay başında Emir, Suzan’ın yavaşça avluya çıkmasını bekliyordu. Suzan’ın göründüğü an, herkesin gözleri ona çevrildi. Göz kamaştırıcı gelinliği içinde, Suzan, Mardin’in bir simgesi gibiydi.
Suzan, Emir’in yanına geldiğinde, kalabalık alkışlarla coştu. O an, Suzan ve Emir’in bakışları buluştu. Bu bakış, birbirlerine duydukları sevgiyi ve bağlılığı anlatan sessiz bir sözleşme gibiydi. Emir, Suzan’ın elini tutarak ona doğru eğildi ve “Hoş geldin, hayat arkadaşım,” dedi. Suzan’ın gözleri doldu, ama dudaklarında kocaman bir gülümseme vardı.
Düğün ilerledikçe, Mardin’in geleneksel yemekleri sofralara servis edilmeye başladı. Kaburga dolması, içli köfte, cevizli sucuklar… Her bir lezzet, Mardin’in tarihini ve kültürünü temsil ediyordu. Konuklar yemeklerin tadını çıkarırken, gençler halayda hünerlerini sergiliyordu.
Gecenin sonunda, Suzan ve Emir’in evlilik yemini için özel bir an düzenlendi. Mardin’in eski taş kilisesinde, şehir halkının bir kısmı ve çiftin aileleri bir araya gelmişti. Kilise, hoşgörünün ve birlikteliğin sembolü olarak seçilmişti. Emir, Suzan’a dönüp elini tuttu ve herkesin huzurunda, “Hayatımın her anını seninle paylaşacağıma, sevgimizi her şeyden üstün tutacağıma söz veriyorum,” dedi. Suzan da gözlerini ondan ayırmadan, “Seninle çıktığım bu yolda, her an seni seveceğime ve destekleyeceğime söz veriyorum,” diye karşılık verdi.
Bu yemin, herkesin duygulanmasına neden olmuştu. Düğün, sadece iki kişinin değil, aynı zamanda iki ailenin ve hatta tüm bir mahallenin barışına ve mutluluğuna vesile olmuştu.
Epilog
Suzan ve Emir, Mardin’in bir köşesinde, taşlarla örülü küçük ama sıcak bir evde hayatlarına başladılar. Her sabah güneşin altın ışıkları, onların evini aydınlatıyor, her akşam Mardin’in yıldızları, onların mutluluğunu gökyüzüne yazıyordu.
Suzan ve Emir’in hikayesi, Mardin’in kadim taşlarına kazınmış gibi, herkesin hafızasında ve kalbinde yer etmişti.